Bibs emzik özellikleri nelerdir?
Bibs emziklerin hızla dünyaya yayılması ve giderek popüler olması sebebiyle, Bibs'in yeni bir emzik markası olduğu düşünülse de; sanılanın aksine Bibs, 40 yıllık Danimarka markasıdır. Çoğu emziğin Çin'de üretildiği bir dönemde, Danimarka tasarımı olan Bibs emzikler 80'li yıllardan itibaren Danimarka'da üretiliyor. Bibs emziklerin sade, gösterişsiz ve zamansız tasarımı 2017 yılında renklerle birleştiğinde dünya tarafından da büyük ilgi gördü. 40 yıldır %100 doğal kauçuktan üretilen Bibs emzikler, aynı zamanda emzik almayan birçok bebeğin Bibs emzikleri kabul etmesi sebebiyle de çok tercih ediliyor. Anne memesine en yakın emzik ucuna sahip olan Bibs emzikler, özel hava akışı sayesinde aynı zamanda en yumuşak uçlu emzik olarak da biliniyor. Özel tasarımlı dış bükey yapısı sayesinde Bibs emzik, bebeğin ağız çevresine yapışmıyor, iz yapmıyor ve nefes alışını engellemiyor. Üstelik, standart bir emziğin 10 gram olduğu bir dünyada, Bibs emzik sadece 6 gram! Bu hafifliğini de özel tasarımlı ultra hafif plastiğine borçlu. Plastik demişken; Bibs emziklerin BPA, PVC ve fatalat içermediğini de belirtmek isteriz. Bebeğinize vereceğiniz en doğal emzik olan Bibs emzik; hafifliği, anne memesine benzerliği ve yumuşaklığı sayesinde bebeğiniz için en doğru seçim. Üstelik Bibs emzikler EN1400 Avrupa Standardı onaylı! Şimdi sırasıyla, Bibs emzikler hakkında bilmeniz gereken tüm detayları açıklayalım...
Bibs emziğimiz ses çıkarıyor normal mi?
Evet normal. Çünkü Bibs emzikler, çoğu emziğin askine hava akışlıdır. En yumuşak emzik ucu olma özelliğini de hava akışlı olmasına borçlu. Bu yüzden -özellikle daha küçük aylarda- emerken bir miktar ses yapar. Bebeğinizin çene kasları güçlendikçe emiş gücü azaldığından çıkan ses de azalır. Bebekler, emerken senkronlu bir şekilde kendilerine eşlik eden bu ses eşliğinde uyumayı severler. Çene kasları güçlendikçe emiş gücü de azaldığından ses de azalır.
Bibs emziğin içine neden su doluyor?
Aynı sebepten! Çünkü bibs emzikler hava akışlı. Bu sebeple temizlerken içine su dolar. Emziğinizi temizledikten sonra, emziğin soğumasını bekleyip, emziğinizi ters çevirip emzik ucunu sıkarak dolan suyu boşaltmanız gerekiyor. Emzik ucundaki suyu boşalttıktan sonra emziği bebeğinize verebilirsiniz.
Eğer emziğinizi kaynamış suda bekletmek yerine aşağıda önerilen şekilde temizlerseniz, içine dolan suyu en aza indirmiş olursunuz.
Bibs emzikler nasıl temizleniyor?
Bibs emziklerin nasıl temizlenmesi gerektiği ile ilgili çok soru alıyoruz; bu yüzden bu konuyu detaylıca anlatmak isteriz. Bildiğiniz gibi Bibs emziklerin uç kısımları %100 doğal kauçuktan üretiliyor. Bu yüzden öncelikli olarak söylememiz gereken, Bibs emziklerin -kauçuğun doğal yapısını bozduğu için- sterilizatör makinelerinde temizlenmeye ASLA uygun olmadığı. Aynı şekilde bulaşık makinesi veya mikrodalga da kauçuk emzikleri temizlemek için uygun değil. Peki Bibs emzikleri nasıl temizliyoruz? En iyi ve doğal kauçuğa zarar vermeyen yöntem, Bibs emziklerinizi bir süzgeçin içine almanız ve süzgeçin içindeki emziklerin üstünden lavaboya kaynar su dökmeniz... Bu yöntem, hem doğal kauçuğun sıcağa maruz kalma süresini kısalttığı için kauçuğun ömrünü uzatır hem de emzik ucuna fazla su dolmamasını sağlar.
Bir diğer yöntem olarak sıcak suda ( kaynatmadan) yine 2-3 dakika bekletebilirsiniz. Bibs emzikler hava akışlı olduğu için, temizleme sırasında emzik ucunun içine su dolması normaldir. Emziğin içindeki su soğuduktan sonra, emziği ucu yukarıya gelecek şekilde tutup sıkarak, emziğin içinde kalan suyu boşaltabilirsiniz. Hepsi bu kadar! Lütfen Bibs emziklerin sadece sıcak su ile temizlendiğini aklımızdan çıkarmayalım; sterilizatörlerden, mikrodalgalardan, bulaşık makinelerinden ve her ne kadar doğal içerikli olsa da emzik temizleyici deterjanlardan Bibs emziklerimizi kesinlikle uzak tutalım!
Sık sık, ilk kullanımdan önce ve daha sonra günlük olarak 5 dakika boyunca emziği kaynatmakla ilgili soru alıyoruz. KAYNATILMAMALIDIR. Aksi takdirde sonuç, rengi atan ve kırılan emziklerdir. Kaynatılma amacıyla üretilmemişlerdir ve bu nedenle yüksek derecede hasarlanırlar. Bunun yerine, temizleme talimatlarına uygun olarak temizleyerek, Bibs emziğin dayanıklılığından ödün vermeden bakterilerden arındırılmış olacağına emin olabilirsiniz.
Bibs emzikleri ne sıklıkla temizlemem gerekir?
Yenidoğan bebeklerin bünyeleri, mikroplara karşı savunmayı henüz öğrenmediklerinden, ilk 3 aya kadar bebeklerde kullanılan malzemelerin sıklıkla temizlenmesi gerekir. Bu sebeple, bebeğinizin ayına göre temizleme rutini önerimiz aşağıdaki gibidir:
0-3 Ay: Emzik her gün 1 defa 2-3 dakika sıcak suda bekletilerek temizlenmelidir. Ayrıca emzik her yere düştüğünde kaynar sudan geçirilmelidir.
3+ Ay: Emzik her gün kaynar sudan geçirilerek temizlenmelidir. Ayrıca emzik her yere düştüğünde soğuk sudan geçirildikten sonra bebeğe verilmelidir.
Bibs emziğin arka kauçuk kısmı beyazladı, neden?
Bibs emziklerin arka tarafında yuvarlak olarak bulunan kauçuk, plastik kısma sabitlenmiş ve gergin bir şekildedir. Bu sebeple sıcağa maruz kaldıkça rengi açılır. Kaynattıkça ya da yanlışlıkla sterilizatörde temizlenince giderek beyazlar. Bunun için de en iyi yöntem olarak emziklerinizi, yukarıda anlattığımız şekilde, emziğin üstünden kaynar su dökmek suretiyle temizlemenizi öneririz.
Bibs emzikleri ne kadar süre kullanabiliyoruz? Bibs emzikler kullandıkça büyüyor mu?
Öncelikle şaşırmak serbest, fotoğraftaki iki emzik de aynı beden; ve bu normal. Hemen açıklayalım: Kauçuk, yüksek esneme yapısı sayesinde bebeğe anne memesi hissini verir; ki bu harika! Ama aynı zamanda, kauçuk doğal bir malzeme olduğundan esneme, emişe göre şekil değiştirme ve büyüme yapar. Bu yüzden, doğal malzeme yapısı gereği, kauçuk emziklerin 4-6 hafta aralığında hijyen ve güvenlik sebebi ile değiştirilmesi gerektiği belirtilir. Biz de özellikle hem internet sitemizde ürün açıklamalarında yer alan bakım talimatı kısmında, hem de ürün paketindeki türkçe açıklama metninde bunu mutlaka belirtiyoruz. Burada bahsedilen güvenlik, emzik ucunun zamanla büyümesi ve kauçuğun yapısının bozularak parçalanmaya başlamasıdır. Ürünler, bu süre içindeki kullanıma göre büyüme payı hesaplanarak üretiliyor. Bu yüzden, 4-6 hafta aralığında kullandığınız emziği değiştirdiğiniz sürece, kauçuk emziğinizi rahatlıkla kullanabilirsiniz. Aynı beden emziği, 2-3 hafta arayla almanıza rağmen birinin büyük, diğerinin küçük görünmesinin de sebebi bu.
Bebeğim yeni Bibs emziği kabul etmiyor, eski emziğini istiyor, ne yapmalıyım?
Kauçuk emzikler doğal yapıları gereği kullandıkça büyüdüğünden, Bibs emziklerinizi 4-6 hafta aralığında yenilemeniz gerekiyor. Bu süre içinde emzik yenilenmediği takdirde, yeni emzik ile kullanılan emzik arasındaki fark çok büyük oluyor ve bebeğiniz eskisinin büyüklüğüne alıştığı için yeni emziği almak istemeyebiliyor. Öncelikle emziğinizi çok büyümeden, tavsiye edilen zaman aralığı içinde değiştirmenizi öneriyor ve eğer bu zor durumda kaldıysanız yapabilecekleriniz hakkında bilgi vermek istiyoruz:
İlk yapmanız gereken, eski emziği bebeğinize asla göstermemek ve asla teklif etmemek olmalı. Ne kadar ağlasa da 1 hafta sabır gösterip, emzik istediği her an sadece yeni emziği teklif etmelisiniz. 1 hafta içinde dirençleri kırılıyor ve yeni emziği kabul ediyorlar genelde. Sonrasında da tek emzik kullanmak yerine 2 emziği dönüşümlü kullanmak, tek emzik büyüklüğüne bağlanmamalarını sağlıyor ve emzik değişimlerine kolay adapte olmalarını sağlıyor.
Bibs emzik bedenleri nelerdir ve hangi bedeni seçmeliyim?
Bibs emziklerin 0-6 ay, 6-18 ay ve 18-36 ay olmak üzere 3 farklı bedeni mevcut.
Belirtilen bedenlere ay olarak geçiş, bebeğinizin ağız gelişimine göre değişebilir. Emzik bedenleri kılavuz olarak alınmalı ama bebeğinizin anatomik ağız gelişimine göre geçiş sürecinin değişebileceği bilinmelidir.
Bibs emziği bebeğinize verdiğinizde eğer bebeğiniz öğürme refleksi gösteriyorsa bu, bebeğinizin emziği almak istemediğini göstermez. Emziği istemeyen bebek öğürme refleksi göstermez, emziği tükürür. Emzik ucu bebeğinize büyük geldiği için boğazına dayanıyorsa öğürme refleksi oluşur. Böyle bir durumda ya daha ufak bir emziği denemeli ya da bir büyük bedene geçmek için bir süre daha beklemelisiniz.
Bibs emziğin bebekler tarafından tutulma oranı nedir? Bebeğim kesin tutar mı?
Hiçbir emziğin her bebek tarafından %100 kabul edilme oranı olmadığı gibi, Bibs'in de bütün bebekler tarafından kabul edileceğinin bir garantisi bulunmuyor. Fakat Bibs emziklerin bebekler tarafından en kolay kabul edilen emzik olduğu bir gerçek. Emzik kabul etmeyen pek çok bebek Bibs emziği kabul ediyor. Bu yüzden bir emzik deneyecekseniz önceliğinizin Bibs emzik olmasını öneririz.
Bibs emziğimizin biri şeffaf biri puslu, normal mi?
Evet normal. Çünkü Bibs emzikler %100 doğal kauçuktan üretiliyor. Kauçuk doğal bir malzeme olduğundan emziğiniz de şeffaf/puslu, açık renk/koyu renk, daha ince/daha kalın olabilir. Hepsini güvenle kullanabilirsiniz.
Bibs emzikler çok eskiden bakkallarda satılan bakkal emziği mi?
Hayır değil. Zamanında "bakkal emziği" adı altında satılan emzikler, doğal kauçuktan üretilmediği ve sağlığa zararlı olduğu için toplatılmıştı ve satışı yasaklanmıştı. Bibs 40 yıldır Danimarka'da %100 doğal kauçuktan üretiliyor. Şekil olarak benzerlik göstermesi dışında, Bibs'in bakkal emzikleri ile uzaktan yakından ilgisi bulunmamaktadır.
Umarız Bibs emziklerle ilgili aradığınız tüm soruların yanıtlarını bu yazıda bulabilmişsinizdir. İlave sorularınız varsa Bibs Türkiye instagram hesabımızdan (@bibs_turkiye ) sorularınıza hızlıca yanıt alabilirsiniz.
Bibs emzikleri ve Bibs emziklerle birlikte kullanan Kidful emzik aksesuarlarını internet sitemizden ve Bibs Türkiye resmi internet sitemizden satın alabilirsiniz.
Sevgilerimizle...
- Mamakido - Bibs Türkiye -
*Bu blog yazısının tüm hakları Mamakido Dış Ticaret AŞ'ye aittir. Yazının kopyalanması, farklı internet sitelerinde paylaşılması yasaktır.
]]>
HALO'nun sertifika ve testleri teknik bilgi içerdiğinden öyle ilk bakışta anlamlandırmak kolay değil, o yüzden bir de biz anlatalım istedik… Testleri anlatmak yeterince uzun süreceğinden lafı hiç uzatmayıp direkt olarak konuya giriyorum:
İlk testimiz, dünyaca geçerli, en bilinen, birçok üründe görebileceğiniz OEKO-Tex 100. Bu test, üretimin bütün aşamalarındaki tekstil hammaddeleri, ara ve nihai ürünler için tek tip, global bir test ve belgelendirme sistemidir. Aynı zamanda tekstil dışı bileşenlerin test edilmesini de kapsamaktadır. Tekstil ürününün tüm aşamalarını (hammadde, ara ürün, nihai ürün) kapsar ve kontrol eder. HALO’nun test sonuçlarını sertifikalar sayfasında paylaştık. Bu test sürekli olarak tekrarlanır ve kendini günceller. Merak edenler OEKO Tex’in sertifika kontrol sayfasına giderek “BEKO 115978” kodunu girerek sertifika geçerliliğini kontrol edebilirler.
Her ne kadar HALO ürünlerinin OEKO Tex 100 sertifikası olsa da, ürünler Türkiye gümrüğüne her girişinde tekrar OEKO-Tex testi yapılır. Bu Türkiye’nin, ithal edilen tekstil ürünlerine getirdiği bir zorunluluktur. İthal ettiğimiz her parti malda bu test işlemi tekrarlanır. Böylece Türkiye’ye giren her üründen ikince kez emin olmuş oluyoruz. “Ama zaten var olan ve dünyaca geçerliliği bulunan global bir test neden gümrükte tekrar uygulanıyor?” diye soruyorsanız inanın cevabı biz de bilemiyoruz. Kural kuraldır ve biz zaten üründen emin olduğumuz için bu testin tekrarlanması bizim için hiç sorun olmuyor. Hatta böylece her parti malın testten geçirildiğini mutlulukla anlatıyoruz. Gönül ister ki, ithal tekstil ürünlerine gösterilen bu titizlik, ülkemizde üretilen her tekstil ürünü için de uygulansa. Türkiye’deki tekstil firmaları, eğer isterlerse çok kolay bir şekilde ürünlerine OEKO-Tex 100 testi yaptırabilirler, yaptıranlar var; ne var ki eğer istemezlerse de yaptırmayabilirler…
Tekstil ürünlerinin OEKO-TEX® Standard 100 standartlarına göre sertifikasyonunun yapılabilmesi için ön koşul, bir ürünün tüm bileşenlerinin kriterlere istisnasız uymasıdır. Bunlara kumaştan olan bileşenler, kullanılan iplik, dolgu malzemesi/vatka ve baskılar dâhil olduğu gibi; düğme, fermuar, perçin gibi kumaştan olmayan bileşenler de dahildir.
OEKO-TEX® zararlı madde testleri, her zaman tekstilin esas kullanım şeklini göz önünde bulundurur. Bir ürünün cilde teması ne kadar fazlaysa, insan ekolojisi gerekliliklerine uyumu da o kadar fazla olmalıdır.
Buna göre, birbirinden ayrı dört ürün sınıfı bulunmaktadır:
HALO, ürün sınıfı 1’e girer ve buna göre OEKO-Tex tarafından sertifikalandırılmıştır.
Bakın bu çok önemli bir test. OEKO-Tex’in üst versiyonu ya da tamamlayıcısı gibi düşünebilirsiniz.
Bildiğiniz üzere HALO bir Amerikan markası. Amerika, bebek/çocuk güvenliği konusunda sanırım dünyadaki en titiz ülke. Amerika’dan bir ürünü ithal etmenin, firmayla anlaştığınız takdirde pek bir zorluğu yok. Çünkü bebek/çocuk ürünleri ve sertifikaları en üst seviyede. Ama eğer siz bir ürünü Türkiye ya da başka bir ülkede üretip, Amerika’da satmak isterseniz, çok detaylı bir CPSIA testinden geçmeniz gerekir. CPSIA, Amerika Devleti’nin uyguladığı ve uygulanmasının zorunlu kılındığı bir test. Yani bağımsız bir kuruluş tarafından değil, direkt olarak devlet tarafından denetleniyor.
ABD’de satışa sunulmuş belirli ürünler, ürünlerin ilgili güvenlik koşullarını sağladığını gösterir test onaylarını içeren ‘Genel Uygunluk Belgesi’ bulundurmak zorundadır. Ancak çeşitli çocuk ürünlerinde (12 yaşında ya da daha küçük yaştaki çocuklar), aşağıdakiler dahil daha sıkı kurallar vardır. Bırakın ürünü, ürünün dış ambalajı ve etiketine kadar testten geçirilir.
Bu üst seviye mevzuatlar kolay görünse bile alt seviyelerde karmaşık mevzuat uygunlukları gerektirir:
– Üreticinin veya ithalatçının, çocuk ürününün geçerli tüm çocuk ürün güvenliği kurallarına uyduğunu belgelediği Çocuk Ürün Sertifikası (TBM).
– Üreticinin veya ithalatçının, çocuk olmayan (genel kullanım) ürününün geçerli tüm tüketici ürün güvenliği kurallarına uygun olduğunu onayladığı Genel Uygunluk Belgesi (GCC).
Genel Uygunluk Belgesini ve Çocuk Ürün Sertifikasını oluşturma yükümlülüğü ilgili ithalatçı ve imalatçıdadır. Uygunluk göstermeyen ürünler için büyük cezalar uygulanır. HALO’nun Genel Uygunluk Belgesi’ni ve Çocuk Ürün Sertifikası’nı aşağıda görebilirsiniz:
Nam-ı diğer: TOG testi. Bu test ülkemizde yapılmıyor. O yüzden yerel markaların çoğunda TOG değeri yazmaz ya da size teste dayanan bir TOG değeri veremezler. Oysa çok önemli. Detay bilgi almak isteyenleri "Nedir Bu TOG?" isimli blog yazımıza alalım. Kısaca belirtmek gerekirse: TOG bir tekstil terimidir ve tekstil ürününün ısıyı ne kadar tuttuğunu belirtir. Bu değere göre de o tekstilin hangi derecede; eğer ürün bir dış kıyafetse hangi iç kıyafetle giyilmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Böyle bir testimiz yoksa, doğru bir bilgi veremeyiz. HALO uyku tulumlarının TOG değerleri aşağıdaki Thermal Test’e dayanılarak verilmiştir.
Aslında bu 3 ana test dışında, HALO’nun bir de kumaş geçirgenlik testi var ama çok teknik bilgi içerdiğinden sizi detaylarda boğmak istemiyorum. Satın aldığınız ya da almayı düşündüğünüz HALO’nun, çocuk güvenliğini ne kadar önemsediğini ve bu hususta tüm testlerinin tam olduğunu, bir anne olarak sizlere açıklayarak anlatmak istedim.
Bu önemli konuyu sonlandırırken, kapanışı HALO’nun kurucusu Bill Schmid’e bırakmak istiyorum. Çünkü bu konuda, dünyadaki tüm müşterilerine yönelik olarak yapmış olduğu bir açıklama yer alıyor:
Değerli Müşterimiz,
Birçoğunuzun bildiği gibi, Tüketici Ürün Güvenliği İyileştirme Yasası (CPSIA), çocuklar için sergilenen ve satılan ürünleri kapsayan yeni bir mevzuat oluşturmuştur.
HALO güvenlik ile ilgili konuları yakından izler. Yeni kanunun gerekliliklerinden biri, kıyafetlerde kurşun düzeylerine sınırlama getirmektedir. Bu, fermuarlar, metal düğmeler, vb. gibi, bir giysideki donanımlar veya bağlantı parçaları için geçerlidir. Uyumluluk gereksinimlerini zaten karşılamış olduğumuzdan lütfen emin olun.
Ürünlerimizin güvenliği ve kritik kalite kontrolleri ile kendimizle gurur duyuyoruz. Yıllar önce ürünleri yapmaya başladığımız ilk günden bu yana, fermuarlar, çıtçıtlar, kumaşlar, cırt cırt bantlar ve kurşun içerikli ambalajları test ediyoruz! Üretimin her aşamasında test etmeyi, henüz güvenlik kontrolleri standart seviyelerdeyken bile sürdürdük.
Genel Uygunluk Belgemizi internet sitemizde paylaştık. Çocukların güvenliğini ve esenliğini çok ciddiye aldığımızı bilmenizi isteriz. Tüm ürünlerimizin; ister şimdiki zamanda gönderilsin, ister önceki sezonlarda gönderilsin, bebekler ve çocuklar için güvenli olduğundan eminiz.
Saygılarımla,
HALO Kurucusu, İnovasyonel Ürün Geliştirici
SIDS Ebeveyni, 4 Çocuk Babası
Ama işte gelin görün ki her üründe bu sistem işlemeyebiliyor; HALO gibi… Sebebini size açıklayayım: Çünkü HALO ayaklı uyku tulumları, gece çocuğunuzun ayaklarını uyku tulumunun içine alabilin diye bilinçli olarak çocuğun boyundan büyük üretiliyor. Mesela 80 cm uzunluğunda bir çocuk için uygun olan beden 12-18 ay ve bu uyku tulumunun uzunluğu 90 cm. Tabi bu 90 cmi çocuğunuzun omuz hizasından başlayarak hesaplayın… Ürün şalvar tipli olduğundan bu boy farkı yürürken sorun olmuyor. Ta ki siz zaten büyük üretilen bir ürünün bir büyük bedenini alana kadar… Bir sonraki bedene geçmesine 3-4 cm kalmışsa biz de bir büyük bedene yönlendiriyoruz mutlaka. Ama arada büyük fark olunca, bir büyük bedeni ile yürüyemeyeceğini de mutlaka söylüyoruz.
Peki yürümesi önemli mi? Bizce evet… Çünkü uyku tulumları aynı zamanda uyku ritüelinin de bir parçası. Bir ikincisi, uyandıkları saatlerde ev serin olabiliyor. Çocuk yataktan kalksa bile, çoğu anne HALO uyku tulumunu hemen çocuğun üstünden çıkarmıyor çünkü HALO, bir hırkadan fazlasını yapıyor ve sadece sırtını değil, tüm vücudunu sıcak tutuyor… Bu yüzden biz her zaman beden tablosunda yer alan boy aralığındaki bedeni seçmenizi öneriyoruz. Ayrıca çocuklar da rahat hareket edebildikleri, yürüyebildikleri uyku tulumunu çok seviyorlar.
Beden demişken, 6 ve üstü yaşlar için de uyku tulumu soruyorsunuz ama HALO’da son beden 4-5 yaş. Yine de size küçük bir tüyo verebilirim: Bedenler büyük olduğundan, 6 yaşındaki çocuklar 4-5 yaş bedenini ayakları dışarıda kalarak kullanmaya devam edebiliyor. Aslında biz de bunu arkadaşımın kızında deneyerek öğrendik. Soğuk bir ülkede yaşıyorlar ve Doğa üşüyüp hasta olsun istemedik. Denedik, oldu. 7 yaşına kadar da kullandı. Soranı çok o yüzden bunu da seçenek olarak söylemek istedim. Doğa aşağıdaki fotoğrafta size nasıl olduğunu göstersin Aslında 2 yıl önce bana göstermek için çekmişlerdi bu fotoğrafı, size kısmetmiş…
Bu konuyu da açıklığa kavuşturduysak, kapanışı yine en sevdiğim bitiş cümleleri ile yapmak istiyorum: Aklınıza takılan her konuda bize ulaşabilirsiniz… Arayın, konuşalım….
Sevgiler,
-Ayşin-
]]>]]>
Aslında bu blog yazısı, bir müşterimizin Whatsapp’tan sorduğu bir soru ile başladı… Soru şuydu : “Peki kısaca sorsam, X ve çok marka uyku tulumu var. Neden HALO almalıyız?”
Çok net ve gerçek bir mülakat sorusu ile karşı karşıyayım Neyse ki bizde cevapları var. :) Kendisine kısaca anlattım, anlattıklarımdan sonra tercihini HALO’dan yana kullandı. Şimdi herkes okuyacağı için size biraz uzunca anlatmak istiyorum…
Öncelikle HALO Amerika’da yaklaşık 20 yıldır uyku tulumu ve kundak üreten bir marka. Bu bilgi cepte dursun. HALO’nun detaylarını buradaki blog yazımızdan okuyabilirsiniz. Ben şimdi size başka konulardan bahsedeceğim…
Neden HALO tercih etmelisiniz? İlk ve en öncelikli cevabımız: Çünkü terletmiyor ve üşütmüyor… Doğru ısı derecesinde doğru iç kıyafet seçimi ile uygun TOG değerindeki uyku tulumunu kullandığınız an içiniz rahat bir şekilde hayatınıza devam ediyorsunuz. Zaten bir uyku tulumunda aradığımız en temel özellik terletmiyor ve üşütmüyor olması… HALO terletmemeye yönelik olarak kolsuz üretiliyor. Aynı şekilde boyun açıklığı da ona göre tasarlandı. Rahat ve bol kalıbı olmasının da sebebi bu… Sıcak havayı içeride tutarken, aynı zamanda hava akışının sağlanması ve terletmemesi için kolsuz ve açık yaka üretiliyor. Ayrıca ısrar ediyorum, kolları üşümüyor…
İkinci olarak, rahat ve bol bir kalıbı olduğundan çocuklara hareket kolaylığı sağlıyor, istedikleri gibi dönüyorlar, bacaklarını istedikleri kadar açabiliyorlar. Yani onlar mutlu, biz mutlu…
Bunlarla birlikte karşılaştırma yaparken dikkat etmeniz gereken başka konular da var. Mesela satılan ürünün sağlığa zararlı madde içermediğine dair OEKO-Tex tekstil sertifikası var mı? Bu test dünyaca geçerli olan, ülkemizde de yapılan bir test. HALO’nun tüm ürünlerinin OEKO-Tex sertifikası var. Ayrıca ürünler Türkiye’ye her girişinde gümrükte ikinci bir OEKO-Tex testine de giriyor.
Bir diğer konu: TOG testi… Satın almak istediğiniz uyku tulumunun TOG değerini mutlaka sorun. Güvenmiyorsanız, TOG testi sonuçlarını rica edin. Veremiyorlarsa öyle bir testleri yoktur. Bildiğim kadarıyla Türkiye’de yapılamayan bir test, yurt dışına gönderilip yaptırılması gerekiyor. Çok zor değil… Peki bu neden önemli? Ürünün TOG değeri, o ürünün sıcaklığı ne kadar tutacağını değer olarak belirler. O değerler bilinirse ( 0,5 – 1 – 2- 2,5 vs.), ürünün hangi sıcaklık aralığında kullanılabileceğini biliriz. Her kumaşın hatta her poların bile değerleri farklıdır. Bunu göz kararı anlayamayız. Ürüne göz kararı bir TOG değeri belirleyemeyiz ki yapıldığını üzülerek görüyorum… Bu yanlış bilgilendirmeye girer. TOG değeri bilinmezse, hangi derecede, hangi iç kıyafetle kullanmanız gerektiği konularında size destek olamazlar. Ürünü satmakla ürünü tanımak arasında çok fark var ve biz HALO’yu çok iyi tanıyoruz. Bu sene, kendisiyle tanışıklığımızın 6. yılı Bütün testlerimiz de tam…
Yine de HALO’yu tercih etmeyecekseniz de uyku tulumu seçimlerinizde aklınızda olsun:
Kollu, yorgan tipi içi dolgulu, ayak kısmı kapalı (patik şeklinde), kalıbı bol olmayan ve vücudu saran, boğaza kadar kapalı tasarımı olan, astronot tipli olup hareket kolaylığı sağlamayan uyku tulumlarını tercih etmeyin: Çünkü bu ürünler terletir… Deneyip bize gelen çok kişi var… 4 mevsim kullanıldığı söylenen uyku tulumlarına da dikkat etmenizi öneririz. Bazı ülkelerde bu mümkün ama bizim gibi mevsim sıcaklık aralıkları geniş olan bir ülkede bu mümkün değil… Öyle olduğu iddia edilen o uyku tulumu ile çocuğunuz ya kışın üşüyecek ya da yazın terleyecek… Bu inanın böyle. Sizin mesela, ülkemizde 4 mevsim boyunca kullanabildiğiniz bir yorganınız var mı? Yok! Aynı şey… Bu yüzden kışlık ve bahar/yazlık uyku tulumları ayrı ayrı olmalı. Yaz hariç 3 mevsim kullanılan 1 TOG uyku tulumları için, internet sitemizden Baykuş, Tren, Tilki, Fil, Kamyon ve Köpek modellerine bakabilirsiniz.
Son olarak, sorularınıza detaylı ve net yanıt alamıyorsanız bir kere daha düşünün… Bizde maksimum iletişim var çünkü ürünü çok iyi bildiğimiz, ürüne çok güvendiğimiz için, güvenle arkasında durabiliyoruz, anlatırken de yorulmuyoruz, sıkılmıyoruz. Ürünlere yaptığımız açıklamaların, zamanında yaptığımız TOG tablolarının bile kopyalandığı bir dünyada; kendi ürününe güvenmeyenlerle, kendi ürününü anlatamayanlarla HALO karşı karşıya getirilince biz hep şu sözü hatırlıyoruz: “Taklitler, asıllarını yaşatır…”
Sevgiler…
-Ayşin-
]]>Mevsimi geldi, sorular tavan yaptı…
Yaz gelince uyku tulumları ile sorular çok artınca, HALO yazlık uyku tulumları konusunu da bir aydınlığa kavuşturalım istedim Bu sefer en çok sorulan soruları ve cevaplarını yazacağım. Siz yine eksik bıraktığım, aklınıza takılan sorular olursa ararsınız, konuşuruz…
]]>Mevsimi geldi, sorular tavan yaptı…
Yaz gelince uyku tulumları ile sorular çok artınca, HALO yazlık uyku tulumları konusunu da bir aydınlığa kavuşturalım istedim Bu sefer en çok sorulan soruları ve cevaplarını yazacağım. Siz yine eksik bıraktığım, aklınıza takılan sorular olursa ararsınız, konuşuruz…
Aslında buraya yazdıklarım da zaten telefonda aktardığımız bilgiler. Ama ne demiş büyükler: “Söz uçar, yazı kalır…” Detaylı yazıyorum. Benzer markalarda bu kadar net sorulara bu kadar net cevaplar alamayacağınız konusunda da iddialıyım. Çünkü ürünü tanımak, konuya hakim olmak çok başka bir şey… HALO’yu 5 yıldır kendi kızımda da kullanıyor olmanın yanısıra her gün ortalama 7-8 anne ile de konuşuyorum. Sezon geçişlerinde bu rakam da tavan yapıyor Ama ben bundan memnunum çünkü sürekli güncel kalıyorum. Daha da önemlisi verdiğim bilgilerden emin oluyorum ki bu da benim bu kadar net anlatabilmemi sağlıyor. Zaten HALO yaklaşık 20 yıldır uyku tulumu üreten bir marka. Hakkında çok fazla yorum ve inceleme var; biraz yabancı sitelere göz gezdirerek kolaylıkla sizler de ulaşabilirsiniz. Ben şimdi yazlık uyku tulumlarının bizim ülke sıcaklıklarımıza göre kullanımından bahsedeceğim. Hadi başlayalım! Konumuz: Yazlık uyku tulumları.
Yazın uyku tulumu kullanmaya gerek var mı?
Bunu soran anne-babalara ben de bir sorulu cevapla yanıt veriyorum: “Siz yazın üzerinize bir şey örtme ihtiyacı hissediyorsanız evet var.” Bu ince bir pike de olsa, çocuğunuza müslin örtü de örtüyor olsanız yazın bir uyku tulumuna ihtiyacı var. Daha doğrusu, yazın da vücut ısısının sabit kalmasını sağlayacak bir giyilebilir battaniyeye (HALO yurt dışında ‘wearable blanket’ olarak geçer) ihtiyacı var. Biz bile bazı yaz gecelerinde istemsizce üzerimizi açıp üşüyerek uyanıyoruz. Sıcaklığının gece boyu sabit kalması; üşümeden, ideal sıcaklıkla uyuması, uyku kalitesi açısından çok önemli.
Sonra şunu ekliyorum mutlaka: Yazı uyku tulumu kullanmadan geçirebilseniz bile, kıştan yaza / yazdan kışa dönerken, mevsim geçişlerinde 0,5 TOG uyku tulumlarına mutlaka ihtiyacınız olacak. Havalar bugünden yarına birdenbire ısınmıyor. “1 TOG polar artık fazla gelmeye başladı ama havalar da henüz yeterince ısınmadı”nın cevabı da 0,5 TOG uyku tulumlarında gizli. Mevsim geçişlerinde 0,5 TOG uyku tulumları şart. Kullanan bir anne olarak bana sorarsanız yazın da şart…
0,5 TOG uyku tulumlarını yaz boyunca kullanabiliyor muyuz?
0,5 TOG uyku tulumları bizim ülkemizde genellikle Mayıs – Ekim ayları arasında kullanılıyor. 1 TOG Polar uyku tulumları da Ekim – Mayıs ortasına kadar kullanılıyor. Yaşanılan şehre göre bu sürelerde 2-3 hafta kayma olabilir. Evet yaz boyunca kullanılıyor. Sadece, ‘pastırma sıcakları’ dediğimiz yılın bazı aşırı sıcak günlerinde (hani kimsenin üzerine hiçbir şey örtmediği günler) kullanmayı tercih etmeyebilirsiniz. Onun dışında yaz boyunca ve mesim geçişlerinde 0,5 TOG uyku tulumları kullanılıyor.
Ayaklı uyku tulumlarının malzemesi neden polyester ve terletmiyor mu?
HALO, 1 yaşına kadar olan yazlık uyku tulumlarında pamuklu kumaş kullanırken, 1 yaşından sonra artık yürümeye başlayan çocuklarda polyester örme kumaş tercih ediyor. Bunun elbette bir sebebi var. Bu ürünler artık yürümeye başlayan daha aktif çocuklarda kullanılıyor. Öyle ki 2 yaşından sonraki uyku tulumlarımız 2 yıl boyunca kullanılıyor. Pamuk çok sevdiğimiz ama kolay yıpranan bir malzeme ve aktif kullanımda uzun ömürlü olamadığı için bu ürünlerde kullanılamıyor.
HALO Amerika’da 20 yıldır uyku tulumu üreten bir marka. OEKO TEX 100 sertifikasına sahip. Bilmeyenler vardır, çok normal, OEKO TEX dünyaca kabul gören, tekstillerde sağlığa ve cilde zararlı kimyasal madde bulunup bulunmadığını ölçen bir testtir. HALO’nun bütün testleri sorunsuz geçiyor. Ürünler ayrıca Türkiye gümrüğüne her girişinde İTKİB tarafından nümuneler alınarak aynı testten ikinci kere geçiriliyor. Bugüne kadar bir kere bile testten geçemediği olmadı, olsa zaten satılamaz. Demem o ki, güvenle kullanabilirsiniz. Ayrıca malzemesi polyester örmedir. Yani hava akışı sağlar ve doğru iç kıyafetle terletmez. Doğru iç kıyafet konusuna da şimdi giriyoruz…
Yazlık uyku tulumlarının içine ne giydirmeliyim?
Kullandığınız mevsime ve sıcaklığa göre değişir. Mevsim geçişindeyseniz, oda sıcaklığınız 24-25 derecelerdeyse atletsiz uzun kollu alt-üst; 26 derece ve üstünde ise kısa kollu üst, alt olarak da şort. Annelerle bu iç kıyafet konusunu konuşurken bazen onlardan ‘katmanlamak’ gibi terimler duyuyorum, anlıyorum ki blog yazıları okunuyor. Doğru anlaşılmış olmaktan aşırı mutlu oluyorum…
Çocuğum kilolu, bir beden büyüğünü alsam olur mu?
Olmaz. Çünkü sahiden olmaz… Aslında ben de kendi kızıma genellikle 1 yaş büyük alıyorum, yaşıtlarından uzun boyu. Bu yüzden annelerin bu isteğini anlayabiliyorum. Ama HALO kalıp olarak aşırı büyük. Gece uyurken ayaklarını içeri alabilin diye bilerek çocukların boyundan büyük üretiliyor. Beden tablosunda yer alan cm değerleri çocuğunuzun boy değerleridir, uyku tulumunun uzunluğu değil. Çocuğunuzun boyuna göre almayıp 1 beden büyüğünü alırsanız yürümesi imkansız, yatakta rahat hareket etmesi de zor. Hatta yazlık uyku tlumlarında anneler bilerek bir beden küçüğünü bile alıyorlar. Eğer gece ayakları dışarıda kalsın istiyorsanız bir küçük bedenini alabilirsiniz. Ama bir büyük bedeni olmaz Ürün açıklamalarının yan sekmesinden beden tablosuna ulaşabilirsiniz. Kilo sorun olmuyor, kalıplar büyük ama boy önemli, bilginiz olsun…
Kullanmaya başladım ama terletti, neden olabilir?
Bu soruya karşılık sorduğum ilk soru hiç değişmez: “Çorapla mı yatırdınız?” Cevap da değişmiyor genelde: “Evet…” Bilenler vardır, ben tekrar etmiş olayım: El, ayaklar ve baş vücutta klima görevi görür ve kapatılmamalıdır. Vücut ısısı bu noktalardan dengelenir. Siz bu noktaları kapatırsanız, vücut sıcaklığı atmanın başka yollarını arar ve bu da terlemeye sebep olur. Bu yüzden ne yazın ne de kışın çorap kullanılmasını önermiyoruz… Evet, kışın da ayaklarının uyku tulumunun içine alınmasını öneriyoruz ama asla çorap önermiyoruz…
4 Mevsim kullanabileceğim bir uyku tulumu yok mu?
Dürüstce cevaplamamı isterseniz: Yok. Başka markalarda bunun vurgulandığını görebilirsiniz ama ben o ürünlerin de TOG değerlerini biliyorum ve ısrarcıyım, bizim ülkemiz için mümkün değil. Evet ‘katmanlamak’ diye bir terim var: Sıcaklığa göre iç kıyafetini kat kat arttırıp azaltmak. Ama siz yazın kullandığınız uyku tulumunu kışın da kullanmak isterseniz, iç kıyafet olarak 3-4 kez katmanlamanız gerekir. Yani çocuk kıyafetlerden bir nevi astronot gibi şişer ve rahat hareket edemez. Biz bu derece bir katmanlamaktan asla bahsetmiyoruz. Aynı uyku tulumları ya da kundaklar bazı ülkelerde 4 mevsim kullanılıyor olabilir, bu mümkün. Ama bizim ülkemizde yaz – kış sıcaklık aralığı bu kadar açıkken üzgünüm ama bu gerçekten mümkün değil. Bu uyku tulumları ya kışın yetersiz kalacak, ya da yazın terletiyor olacak. Çünkü TOG değeri bunun için var. 4 mevsimi de yoğun yaşayan bir ülke olmamız sebebiyle, çocuğunuzun uyku tulumunun yaz-kış olarak iki farklı TOG değerinde olması gerektiğini her fırsatta anlatmaya çalışıyorum. Aksi yönlendirmeler maalesef gerçekçi değil…
Bazı istisnalar var mı, var… Mesela bünye itibari ile aşırı terleyen bazı çocuklar kış boyunca 0,5 TOG kullanıyor. Ama bu bahsettiğim çocuklar sadece %1. Böyle aşırı terleyen bir bünyeye sahip olan çocukların zaten yazın üzerini örtmesi hiç mümkün olmuyor. Yani onlar da aynı uyku tulumunu 4 mevsim kullanamıyor. Ama yanlış anlaşılmamak için tekrarlıyorum: Çabuk terlemekle aşırı terlemek aynı şey değil. Bahsettiğim bu çocuklar çok istisnai, ve söylediğim gibi %1’i geçmez. Olması gereken: Ekim – Mayıs arası 1 TOG polar uyku tulumları; Mayıs – Ekim arası 0,5 TOG uyku tulumları…
Yazlık uyku tulumları ile ilgili umarım yeterince açıklayıcı olabilmişimdir. Olamadıysam ya da ilave sorularınız varsa, iletişim sayfamızdaki numaralardan, iletişim formundan, Whatsapp’tan ve diğer sosyal medya kanallarından sorularınızı iletebilirsiniz. Sitede, kullandığınız ürünün altına yorum yaparak ürünlerle ilgili fikrinizi iletebilirseniz de çok mutlu olurum, çünkü aslolan her zaman anne-baba yorumlarıdır; ki bu yazıyı yazan da bir anne…
Sevgiler,
-Ayşin-
]]>Kötü haber vermeyi sevmeyiz ama galiba yaz bitiyor… Şimdi aldı mı bizi bir telaş?… HALO Sleep Uyku Tulumları için Sonbahar / Kış Sezonu hazırlığındayız. Sevdiğimiz eski modellere yeni sezon modelleri ekleniyor. Eylül ortasına kadar ilk kış stoklarının elimizde olması için çoktan çalışmalara başladık bile…
Aslında yaz biraz daha sakin geçer ve biz bu hazırlıkları daha erken tamamlamış oluruz diyorduk ama bu yaz beklediğimizden yoğun geçti, hiç şikayetçi değiliz! Aksine, her yıl özellikle yeni nesil kundaklama bilincinin artıyor olmasına inanılmaz seviniyoruz. Biz de mümkün olduğunca anlatmaya çalışıyoruz.
İletişim kanallarımızın tamamı açık. Telefonlara genelde ben bakıyorum; soruların net bir şekilde yanıtlandığından emin olmak için. Evet biraz kontrolcü olabilirim Ama her şeyden önce anneyim. Bu yüzden, kafasındaki sorulara cevap arayan annelerin yerine koyuyorum kendimi. Ofis dışındaysam bile, mümkün olduğu kadar kendi telefonuma yönlendiriyorum ofis telefonunu. Bazen arkadan araba sesleri geliyorsa sebebi budur Ayrıca benim de annelerden öğrendiğim yeni şeyler oluyor; kendi bilgilerimi de tazeleyebiliyorum. Neticede her bebek farklı…
Anneliğin mesaisi yok. Bazen gece 04:00 – 05:00 gibi saatlerde alışveriş yapılıyor; bazen de gece yarısından sonra mailimize özellikle HALO uyku tulumu ve kundaklarla ilgili sorular düşüyor. Biz de o an müsaitsek yanıtlıyoruz hemen, şaşırıyorsunuz. Çok duyuyorum “Bu saatte bile çalışıyor musunuz?” gibi soruları, alıştım. Hayır çalışmıyorum; iş olarak görmüyorum çünkü. Anneler nasıl o saatlerde bebeklerini emziriyorsa, benim de HALO ve Mamakido ile olan bağım bu şekilde. Zaman kavramım yok. O yüzden bana anormal gelmiyor
Bazen telefonda da oluyor benzer şeyler. “Açacağınızı düşünmüyordum ama şansımı denedim.” Buna şaşırıyorum işte. Neden açmayalım ki? Evet bize çok soru geliyor ürünlerle ilgili; çünkü soru sorulmaya çok müsait bir markanın Türkiye Distribütörüyüz. Ben buna alıştım. Zaten yola çıkarken de bunun böyle olmasını diliyorduk, istiyorduk. Uyku tulumu kullanmanın önemini, ilk altı ay neden bebekleri kundaklamak gerektiğini anlatmayı isteyerek aldık HALO Sleep’in sorumluluğunu. İki yıldır geldiğimiz noktadan; marka ve ürünlerin anlaşılıyor, öneriliyor olmasından çok mutluyuz.
Biz de bu büyümenin hakkını verebilmek için çok çalışıyoruz. HALO Sleep ürünlerini detaylıca anlatabildiğimiz ayrı bir internet sitesi hazırlığındayız şimdilerde… Tüm soruları cevaplayabildiğimiz detayda bir sonuç çıksın istiyoruz. Tabi bu asla ‘bizi aramayın’ demek değil
HALO Sleep Uyku Tulumları için bizim yoğun sezonumuz başlıyor. Sizin de sorularınız varsa onları bir buluşturalım isteriz. Lütfen aramaktan ve sormaktan çekinmeyin. Aklınızda kalmasın Her türlü sorunuz için mail adresimizden, sitemizdeki iletişim formu ve canlı destekten, telefon numaramızdan, Whatsapp’tan, Instagram DM ve Facebook Messenger’dan bize her zaman, dilediğiniz sıklıkta ulaşabilirsiniz. Varsa bir yolu, dumanla bile haberleşebiliriz…
Sevgiler,
-Ayşin-
]]>Vallahi en çok bunu araştırdım hamileliğimde. İçime doğdu herhalde kolik bir bebeğim olacağı. Çevremde, ikiye bölünmüş bir kitle vardı: “Mutlaka kundakla” diyenler ve “Deli misin ne kundağı, eskidenmiş onlar” diyenler. Ben kundağın mantığını araştırırken Türkiye’de kundak pek satılmıyordu, bilinmiyordu. Evlerde büyükler kundaklıyordu genelde bebekleri, “Siz bilmezsiniz” diyerek. Eskilerin bir bildiği varmış meğer; ama bir de bilmedikeri…
Ben araştırmalarıma genelde yurt dışında güvendiğim 1-2 siteden başlarım, sonra blogları okurum, anne yorumlarını okurum. O zamanlar daha çok vaktim var tabi Özellikle anne yorumlarını çok önemsiyorum. Ama biliyorum ki her bebek farklı, bu yüzden tek bir yorumda takılıp kalmıyorum.
Daha önceki yazımda bahsetmiştim Dr. Harvey Karp’tan, şimdi biraz detaylandırmak isterim. Bence mutlaka kitabını okuyun ama kısaca şunu özetliyor Dr Harvey Karp:
“Bebekler aslında anne karnından gelişimlerini tamamlamadan çıkarlar. Hamilelik dönemi 3 trimester döneminden oluşuyor; doğumdan sonraki ilk 3 ayı 4. trimester gibi düşünün. Bebekler doğduklarında bağırsakları bile aslında dünyaya gelmeye henüz hazır değil. Ama dünyaya gelmek zorundalar çünkü daha fazla içeride büyümeleri mümkün değil, diğer türlü doğamazlar. Bu yüzden, bağırsakları hala oluşum sürecinde olduğundan, ilk 3-4 ay bebeklerin çok gazı oluyor. Çünkü henüz gıdaları hazmedebilme konusunda zorlanıyorlar. Bebekler, 9 ay boyunca sıkışık bir alanda yaşıyorlar ve 9. ayın sonunda kocaman bir boşluğa doğuyorlar. Bu, onlar için çok ürkütücü. Gözlerini açıp dünyayı bile göremiyorken, böyle bir boşluk hissi onların huzursuz olmalarına ve sürekli olarak ağlamalarına yol açıyor. Çünkü doğumdan sonra da alıştıkları sıkışık alanı istiyorlar… Her bebekte, doğumdan sonra “Moro Refleksi” oluşur. Bu, ellerin ve kolların istemsizce hareket ettirilmesidir. Çünkü bebek, içgüdüsel olarak, alışık olduğu gibi elleriyle bir sınır arar, bulamayınca huzursuzlanır. “Moro Refleksi” uykuda bile devam ettiğinden, kundaklamazsanız elleri yüzüne değeceğinden istemeden kendini uyandırır; istemeden uyandığı için daha çok huzursuz olur. Kundaklamak, ona anne karnındaki sıkışık alan hissini verir, ellerini yüzüne götürüp kendini uyandırmasını engeller, sıcak bir alan yaratarak gaz sancılarını azaltır. Bu sebeplerden, bebeklerin ilk 4 ay mutlaka kundaklanması gerekir.”
Burada bahsedilen yarım kundak. Yani sadece ellerin sarılı olduğu, bacakların tamamen (tamamen kısmı önemli) serbestçe kurbağa pozisyonunu alabildiği kundaklar. Diğer türlü bacaklar da sarılırsa, kalça çıkığına sebebiyet verir ki bunu hiç istemeyiz. Eskilerin bilmediği kısım buymuş meğer…
Ben kundak arayışındayken, Türkiye’de tek tük kundak vardı, arayınca görmüştüm. Ama aşağı doğru daralan, bacaklarını rahatça hareket ettiremeyecek şekildelerdi. Benim HALO’yu seçme sebebim buydu. HALO bu detaya önem vermiş ve kundakları aşağı doğru genişleyen bir tasarımda üretmiş, üstelik yıllar önce… Anne yorumlarında çoğunlukla HALO’nun adı geçiyordu. Ama beni asıl etkileyen HALO’nun Amerika’da 1250’den fazla hastanede kullanılıp annelere önerildiğini öğrenmem oldu (Şimdi bu sayı 1500). Bunu kaç marka başarabilir ya da kaç hastaneye böyle bir ürünü kabul ettirebilirsiniz? Kaç doktora tavsiye ettirebilirsiniz? Bence bu bir başarı öyküsü ve HALO’nun yola çıkış hikayesini şayet henüz okumadıysanız, blog yazılarımız arasından bulup mutlaka okuyun derim. Orada da farklı bir hikaye bulacaksınız…
Diyebilirsiniz ki “Kundaklamak için illa bu hazır kundaklar şart mı?” Ben müslin örtülerle de kundaklamaya çok çalıştım. Her seferinde kundağı açtı. Hatta çift örtüyle yapılan daha garanti bir kundak yöntemi keşfettim, o da çok sağlıklı olmadı. Galiba söz konusu hareketli bir bebekse, kendi yaptığımız kundaklar çok da işe yaramıyor. Ayrıca kullandığımız ürünün malzeme ve kalınlığına göre bebeği terletebiliyor ya da ince gelip üşütebiliyor. Tabi o zamanlar “TOG nedir” falan çok bilmiyorum Elbette kendiniz de kundaklayabilirsiniz, bu ürünlerle kollarını çıkarmaması biraz daha garanti ve kundaklamak çok pratik. Özellikle bebeğinize sizin dışınızda da bakan insanlar varsa, bu ürünler olmadan onlardan sizin gibi kundaklamalarını beklememek gerekiyor. Eşiniz mesela…
Bir anne yorumu ekleyeyim altına tam olsun:
Ada’yı Mayıs sonundan başlayarak 5,5 ay kundakladım. Yani bütün yaz sıcaklarında, bütün uykularında kundakla yatırdım. “Terlemedi mi?”diye soruyorsanız terlemedi. Çünkü içine sadece kolsuz zıbın giydirdim. Aşırı sıcaklarda da sadece beziyle yatırdım. Ada kolik bir bebekti, inanılmaz gaz sancıları olurdu, uyumadığı zamanlarda da onu sakinleştirmek için kundaklayıp kucağımda dolaştırdım. Kundakla birlikte ister istemez bir uyku rutinimiz oluştu. Kundaklanınca uyuyacağını anlıyordu. O’nu kundaklayıp yatağına bırakıyordum -o sırada o bana gülüyor olurdu genelde :)-, odasındaki koltuğa oturup uyumasını bekliyordum. Beşiğin parmaklıklarından beni görebiliyordu ve bu şekilde uykuya dalıyordu. 5,5 aydan sonra kundağı bırakıp uyku tulumuna geçtiğimiz için de bu rutin hep böyle devam etti. Zamanla koltukta bekleme kısmını da aştık, çok inanılası değil ama onu yatağına bırakıp kapıyı çekip çıktık ve keyifle kameradan uykuya dalışını izledik. O zamandan bu zamana Ada’yı uyusun diye hiç sallamadık. Bebekken 19:30’da uyuyordu; şimdi 4 yaşında, 20:30’da uyuyor. Yatağına yatırıp, “iyi geceler” diyip kapısını çekip çıkıyoruz. Bunların hepsini en başta kurduğumuz uyku rutinine borçlu olduğumuzu düşünüyorum. HALO ile hayatımıza giren bu rutine
Geriye dönüp baktığımda, en çok işime yarayan ürün kundak oldu gerçekten. Böyle düşünmesem, bu ürünü Türkiye’ye getirmek için bu kadar uğraşmazdım; anlatmak için de… Ama uyku konusu hem anne için hem bebek için çok önemli. Uyku düzeni oturmuş bebeklerin anneleri de daha mutlu oluyor; diğer türlüsü çok yıpratıcı… Bu yüzden, hem kendinize hem bebeğinize bir iyilik yapıp doğar doğmaz kundaklayın derim ben. Emzik vermeyi de unutmayın Bu emzik konusunu da başka bir yazıda anlatmak üzere…
Sevgiler,
-Ayşin-
]]>HALO’nun neden 2 farklı kundak çeşidi var? Çünkü herkesin ihtiyacı farklı!
Bu iki seri arasında seçim yapmakta zorlanan anneler için, size biraz bu serilerin farklarından bahsedelim; kafalar biraz aydınlansın…
]]>HALO’nun neden 2 farklı kundak çeşidi var? Çünkü herkesin ihtiyacı farklı!
Bu iki seri arasında seçim yapmakta zorlanan anneler için, size biraz bu serilerin farklarından bahsedelim; kafalar biraz aydınlansın…
HALO’nun klasikleşen ve Amerika’da1400 hastanenin yenidoğan bölümünde kullanılıp annelere tavsiye edilen “Kundaklı Uyku Tulumu”na bu sene “Ayarlanabilir Kundak” serisi ile bir alternatif geldi. Rakibimizi bile kendi içimizden çıkartıyoruz, ne hoş!
Şimdi sırasıyla size bu iki serinin özelliklerini madde madde anlatayım:
Kundaklı Uyku Tulumu
Ayarlanabilir Uyku Tulumu
Ben kendi kızımda “Kundaklı Uyku Tulumu”nu kullandım. Ada mayıs sonu doğumlu ve ben 5 ay boyunca, gündüz uykuları da dahil olmak üzere, onu kundaklayarak uyuttum. Zor uyuyan ve hemen uyanmaya müsait bir bebeğim vardı ve kundak benim hayat kurtarıcımdı. HALO’yu Türkiye’ye getirmeden önce de yakın arkadaşlarıma gerek zorla aldırdığım, gerekse erken davranarak hediye ettiğim bu kundağın, değil Türkiye’de, sanırım yurt dışında da en büyük fanıyım.
Elbette mevsim ve ev ısınız da seçiminizde çok önemli bir faktör. Seçim yaparken karasız kalıyorsanız, sadece bir telefon kadar uzağız. Arayın, konuşalım…
Sevgiler,
-Ayşin-
]]>
SIDS… Her anne-babanın korkulu rüyası; uykularımızı bölen, ‘nefes alıyor mu?’ sorularının sebebi olan, korkudan çocuğumuzla odamızı ayırmamızı zorlaştıran SIDS… Türkçesi: Uykuda Ani Bebek Ölümü Sendromu… Eylül Ayı, ‘SIDS Farkındalık Ayı’. Biz de bu farkındalığa biraz olsun destek olabilmek için; First Candle, SIDS Alliance ve HALO işbirliğinde hazırlanan ‘Bebek Güvenliği Bülteni’nin çevirisini yaparak sizinle paylaşmak istedik. Çünkü her bebek sağlıkla uyumayı; her anne-baba huzurla çocuk büyütmeyi hak eder…
Sevgilerimizle…
*Bu Tavsiye Yazısı First Candle/SIDS Alliance ile Birlikte Hazırlanmıştır Bu güvenli uyku bilgisi, First Candle/SIDS Alliance; ebeveynleri, bakıcıları ve ulusal çapta, devlet, işletme ve cemiyet servis gruplarından oluşan ileri seviye çocuk sağlığı ve sağ kalım araştırmacılarını bir araya getiren, kar amacı gütmeyen ulusal bir sağlık organizasyonu ile ortak olarak sunulmuştur. Ulusal bir ortak organizasyon ağı yardımıyla, kamusal katılımı arttırmak ve ölü doğuma, Ani Bebek Ölümü Sendromu (SIDS) ve Ani Beklenmeyen Bebek Ölümleri (SUID)’nin diğer sebeplerine karşı savaşmak için çalışıyoruz. Daha fazla bilgi almak için First Candle internet sayfasını ziyaret edin. *Bebeğinizin en güvenli uykusu için, bu ipuçlarını bebeğinizin bakımını üstlenen herkesle paylaşın.
DAİMA YAPIN
Karyola ve Beşik Güvenliği
Bebeğinizin karyolasının veya beşiğinin güvenli olduğundan emin olmak için şu ilkeleri takip edin:
Bebekler Her Zaman Sırtüstü Uyumalıdır
Bebeğinizin güvenli bir şekilde uyuması için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri, onu hem gündüz hem gece uykusu sırasında sırtüstü yatırmaktır.
HALO Bebeklerin Güvenle Uyumasına Yardımcı Olur
Kurucumuz, Bill Schmid ve eşi ilk doğan çocuklarını SIDS sebebiyle kaybettiler. Bu trajediden HALO ve misyonu doğdu. 20 yıldan uzun süredir ebeveynleri güvenli uyku uygulamaları hakkında eğitiyoruz ve First Candle/SIDS Alliance gibi kar amacı gütmeyen organizasyonları destekliyoruz. Bugün HALO SleepSack uyku tulumları, Amerika’da hastanelerin 1 numaralı güvenilir tercihi olmakta ve uluslararası çapta ilk günden itibaren bebeklerin güvenli uyumasına yardımcı olmaktadır…
]]>Bir çocuğa uyku arkadaşı ne zaman verilir?
Sanırım artık çoğumuz biliyoruz: Bebek güvenliği (SIDS) gereği uyku arkadaşı ilk 4 aydan sonra öneriliyor. Ben de güvenliği gereği, Ada’yı 5 aylık olana kadar kundakladım ve yatağında ne yastık ne oyuncak ne de battaniye bulundurdum. Kendiliğinden oluşan akşam uykularımız hep düzenliydi; o yüzden aslında uzun süre uyku arkadaşına ihtiyaç duymadım.
]]>Bilmenizi isteriz ki HALO, Amerika’da 20 yılı aşkın bir süredir uyku tulumu üretiyor ve şu an Amerika’nın en çok satılan uyku tulumu markası. Amerika’da 1500’den fazla hastanenin yenidoğan bölümünde, HALO’nun kundaklı uyku tulumları kullanılıp yeni annelere tavsiye ediliyor.
]]>Baştan uyaralım, bu hikaye biraz üzücü:
HALO’nun kurucusu Bill Schmid’in en kara gününden doğuyor HALO…
Hazırsanız anlatalım…
Bill Schmid ve eşi Cathy, 8 haftalık kızları Haley’i 1991 yılında ‘Uykuda Ani Bebek Ölümü Sendromu’ (SIDS) sebebi ile kaybediyorlar. Bill Schmid ve eşi Cathy, bu ani ölümün üzüntüsünden biraz olsun çıktıktan sonra, nelerin ‘Uykuda Ani Bebek Ölümü Sendromu’na sebep olduğunu bilmediklerinden, konuyu araştırmaya başlıyorlar… Bu araştırmalardan sonra, özellikle bebekleri yüzüstü yatırmanın SIDS’in bir numaralı sebebi olduğunu öğreniyorlar (Bu yüzden HALO uyku tulumlarının önünde ‘Back is Best’ -sırtüstü en iyisidir- yazar).
Bill Schmid, SIDS’in en az olduğu ülkenin Hollanda olduğunu farkettikten sonra, Hollanda’nın bir şeyleri farklı uyguladığını düşünüp, konuyu Hollanda özelinde araştırmaya başlıyor. Bu araştırmaların sonucunda, Hollanda’da giyilebilir kundaklar sayesinde uykuda bebek ölümleri oranının ne kadar az olduğunu fark edip; pek çok yönden avantaj sağlayan, kendi tasarımı olan HALO® SleepSack®’i üretmeye başlıyor. Böylece, asıl işi mühendislik olan Bill Schmid işinden ayrılıp, ‘Sağlıklı ve Güvenli Uyku Ürünleri’ misyonuyla, 1994 yılında kızı Haley’in anısına HALO’yu kuruyor. Ayrıca Amerika’da SIDS’i engellemek için bilinirlik kampanyalarına başlıyor ve pek çok önemli kuruluşla (First Candle, Cribs for Kids, Kids in Danger vb. ) işbirliğinde bulunuyor.
HALO, Bebeklerin ilk dört ay sırtüstü ve kundaklanarak yatırılmasının uykuda ölümü engellediğini savunuyor. Aşağı doğru genişleyen geniş kalça yapısıyla kalça çıkığına sebep olmadığından, ‘Uluslararası Kalça Displazisi Enstitüsü’nden “sağlıklı kalça” olarak onay almış dünyadaki tek uyku tulumu markası. Kolsuz olması sebebiyle bebekler geceleri terlemiyor; aşağıdan yukarıya fermuar sistemiyle bebeklerin altı uyurken bile kolayca değiştiriliyor. Dünyadaki tüm bebeklerin güvenli ve sağlıklı uyuması gerektiğini savunduğu için, prematüre doğan bebekler için de uyku tulumu üretiyor. Ayrıca egzama hastalığı olan bebekler için ödüllü ve özel kumaşlı uyku kıyafetleri var. Yürümeye başlayan ve daha büyük çocuklar için, rahat hareket edebildikleri ayaklı uyku tulumları tasarlayıp üretiyor. HALO’nun, 0-5 yaş arası çocuklar için farklı ihtiyaçlara yönelik uyku tulumları bulunuyor.
Bilmenizi isteriz ki HALO, Amerika’da 20 yılı aşkın bir süredir uyku tulumu üretiyor ve şu an Amerika’nın en çok satılan uyku tulumu markası. Amerika’da 1500’den fazla hastanenin yenidoğan bölümünde, HALO’nun kundaklı uyku tulumları kullanılıp yeni annelere tavsiye ediliyor.
Bugüne kadar Bill Schmid’le, markanın başarısı üzerine pek çok röportaj yapılıyor. O röportajlardan birinde, Bill Schmid’e şu soru soruluyor: “ Bir babanın en büyük korkulu rüyasını yaşamış olsanız da; geriye dönüp baktığınızda, Haley’in ölümünün, başka hayatları kurtarmak adına bir anlamı olduğunu düşünüyor musunuz?”. Bill Schmid yanıt veriyor: “Dürüst olmam gerekirse, Haley’in hala hayatta olmasını ve benim böyle bir pozisyonda hiç bulunmamış olmamı tercih ederdim…”
HALO, Haley’in anısını tüm dünyada yaşatmaya devam ediyor; sağlıklı ve güvenli uyku ürünleri misyonuyla, sevgiyle…
Bill Schmid
HALO Kurucusu & Baş tasarımcı
SIDS Velisi, dört çocuk babası
Eski Röportajlarından bazıları:
]]>Şu aralar en çok aldığımız soru bu: Nedir bu TOG?
Anneler, bazen bilmeden soruyorlar bu soruyu…
Diyorlar ki mesela:
“Uyku tulumu almak istiyorum ama oğlum çok terliyor”
“Kundaklı uyku tulumu almak istiyorum ama yazın terletir mi?”
“Polar uyku tulumlarınızı hangi mevsimlerde kullanabilirim?”
Bu ve benzeri soruları birebirde çok alıyorum, çokça açıklıyorum; bir kere de burdan detaylıca paylaşmak istedim.
]]>Şu aralar en çok aldığımız soru bu: Nedir bu TOG?
Anneler, bazen bilmeden soruyorlar bu soruyu…
Diyorlar ki mesela:
“Uyku tulumu almak istiyorum ama oğlum çok terliyor”
“Kundaklı uyku tulumu almak istiyorum ama yazın terletir mi?”
“Polar uyku tulumlarınızı hangi mevsimlerde kullanabilirim?”
Bu ve benzeri soruları birebirde çok alıyorum, çokça açıklıyorum; bir kere de burdan detaylıca paylaşmak istedim.
Öncelikle, çocuğunuzun uyku kalitesini belirleyen 3 etken var: Oda sıcaklığı, iç kıyafetin kalınlığı ve kullanılan uyku tulumunun TOG değeri… Bu üçü birbirine o kadar bağlı ki, terleme sorunu çoğunlukla bu üç faktörün dengelenmemesinden kaynaklanıyor…
Bu üçlüyü anlatmadan önce, ‘TOG nedir?’ sorusunu yanıtlayalım: TOG, bir tekstil terimidir ve kullanılan tekstilin, termal ısıyı ne kadar geçirdiğini belirtir. TOG değeri ne kadar yüksek olursa, uyku tulumu o kadar sıcak tutar; ama fazla sıcak terletir! Bu sebeple uygun TOG değerindeki ürünleri kullanmak lazım…
İtiraf edelim, biz toplum olarak sıcak seven bir milletiz… Üşümekten, hasta olmaktan çekiniriz; hele ki söz konusu çocuklarımızsa… Bu sebeple kışın hava ne kadar soğuk da olsa, ev ısılarımız 20 derecenin altına genelde düşmez. 20-24 derece oda sıcaklığında çocuğa yorgan tipi, içi dolgulu uyku tulumu giydirirsek çocuk terler… Bu tip kalın ve yüksek TOG değerindeki uyku tulumları 15 derece ve altı ısı değerlerinde kullanılmalı… HALO’nun da içi dolgulu bu tip uyku tulumları bulunuyor; bizim ülkemize uygun olmadıkları için biz bu ürünleri getirmiyoruz. Bu kış Van, Kars gibi, kışı çok ağır geçiren şehirlerimizin talepleri sebebiyle limitli bir adette getiriyor olacağız; fakat normal evlerde bu tip dolgulu uyku tulumlarının kullanılmasını önermiyoruz…
Diyelim ki ev ısınızın değerlerine uygun bir uyku tulumu seçimi yaptınız; geriye dikkat etmeniz gereken tek bir faktör kalıyor: Çocuğunuza hangi kalınlıkta bir uyku kıyafeti seçtiniz; kullandığınız uyku kıyafeti kaç katmandan oluşuyor?
Size tavsiyem, uyku tulumuyla uyku kıyafetini her zaman bir bütün olarak düşünmeniz… İkisi birleştiğinde nasıl bir kalınlık oluşturuyor? Bu toplam kalınlık çocuğunuzu ne kadar sıcak tutar; fazla sıcak tutarsa terletir mi? “Katmanlamak” diye bir terim var: Mevsime göre ve kullanılan uyku tulumuna göre iç kıyafeti azaltıp – çoğaltmak. Uyku tulumu ile yazın çocuğunuzu sadece bir bez ya da çamaşır ile yatırabileceğiniz gibi; çok soğuklarda 2 kat kıyafet giydirmeniz gerekecek…
Isı + uyku tulumu + uyku kıyafeti denklemine dikkat ettiğinizde emin olun çocuğunuz terlemeyecek – Uzun kollu ve yorgan tipi bir uyku tulumu kullanmadığınız takdirde-.
Fakat şunu unutmamak lazım: Her çocuk kendine özeldir… Kimi çocuk sıcak sevmez, kimi sarılıp sarmalanmaya bayılır… Bizler de öyle değil miyiz zaten? Dolayısıyla, kendi denemelerinizle çocuğunuza en uygun dengeyi bulacağınıza inanıyorum…
Sevgiler,
-Ayşin-
]]>HALO’nun özel patentli ComfortLuxe serisi, hassas ciltli ve egzamalı bebekler için geliştirilmiş ürünler içerir. ComfortLuxe serisi, Milli Egzama Derneği (National Eczema Association) tarafından yayınlanan; egzamalı bebekler için kullanılabilecek, onaylı ürün listesindeki tek giyilebilir kıyafet olma özelliğini taşır.
ComfortLuxe kumaşının polyester olmasıyla ilgili sorular alıyoruz. Annelerimiz “Polyester nasıl terleme yapmıyor?” diye soruyorlar.
O zaman önce üründe neden polyester kullandığından ve üründeki inovasyondan biraz bahsedelim:
Hassas ciltli bebeklerin hassas çözümlere ihtiyaç duyduğunu bilerek yola çıkan HALO’nun özel patent ve ödüllü ComfortLuxe serisini, bebeğinizde güvenle kullanabilirsiniz…
Sevgiler,
-Ayşin-
]]>HALO’yu insanlara tanıtırken “Biliyor musunuz HALO uyku tulumları Amerika’da 1250’den fazla hastanede kullanılıp annelere tavsiye ediliyor” dediğimde, herkes çok şaşırıyor… Biliyorum, “1250 hastane” bizim kolayca kabul edebileceğimiz bir rakam değil. İnsanların şaşkınlığıyla ben de kendime geldim ve Türkiye’de toplam kaç hastane olduğunu merak ettim; durumu biraz olsun gözümde canlandırabilmek için… 2015 verilerine göre Türkiye’de 355’i özel olmak üzere toplam 1191 hastane bulunuyor. Tamam, şimdi gözümüzde canlandırabiliriz… Böyle söyleyince daha çok şaşırdıysanız o zaman güzel haberi verelim: HALO, geçtiğimiz aylarda bu sayıyı 1500’ün üzerine çıkardı!
Aslında nasıl olduğunu anlamak zor değil… HALO, 20 yılı aşkın bir süredir Amerika’da uyku tulumu satan bir marka. Böyle rakamlar bugünden yarına olmuyor; yılların deneyimi, bilinirliği ve güveni var. HALO’nun bir çok kurum ve kuruluştan farklı dallarda ödülleri var: Üstelik bu ödüllerin bir kısmı bizzat aileler tarafından seçiliyor. Böyle anlatınca HALO’nun Amerika’da neden en çok satılan uyku tulumu markası olduğunu da anlıyoruz… Tabi bir de markanın hem hüzünlü hem umut taşıyan bir yola çıkış hikayesi var ki; onu detaylıca anlatabilmek için başka bir yazıya saklıyorum. Şimdilik sadece şunu söylemek istiyorum: İyi bir marka her zaman hak ettiği yeri bulur… Yedi ay önce Türkiye’ye getirdiğimiz HALO’ya olan ilginizi gördükçe çok mutlu oluyoruz. Ne mutlu ki şu ana kadar kullanıp da “memnun kalmadık” diye geri dönüşte bulunan hiç olmadı; aksine “arkadaşımda gördüm” telefonları alıyoruz. Zaten bizce en iyi tanıtım kulaktan kulağa olan; samimiyetle yapılan… Desteğiniz için teşekkürler…
-Ayşin-
]]>Amerikan Pediatri Derneği’nin bebek ölümleri ile ilgili yaptığı araştırmaya göre, bebek ölümlerinin bir numaralı sebebi SIDS (Ani Bebek Ölümü Sendromu) ve uykudaki kazalar… Oysa bebekler için güvenli uyku ortamı yaratarak, uykuda ölümlerin büyük bir kısmını engelleyebiliriz.
Amerikan Pediatri Derneği’nin Tavsiyeleri
SIDS’in en sık yaşandığı zaman dilimi ilk 4 ay. Amerikan Pediatri Derneği’nin 1992’de “bebekleri sırtüstü yatırın” kampanyasından sonra SIDS oranlarında ciddi bir azalma oldu.
HALO’nun kurucusu Bill Schmid, ilk çocuğunu SIDS sebebiyle kaybetmiş bir baba… (Bu konudan “HALO’nun Hikayesi” isimli blog yazımızda daha detaylı bahsettik.) Bu yüzden HALO, kurulduğu günden itibaren “güvenli uyku”yu desteklemeyi birincil görev olarak benimsemiştir. HALO; kar amacı gütmeyen, “güvenli uyku”yu destekleyen ve toplum bilinci yaratmaya çalışan, Amerikan Pediatri Derneği, First Candle, Kids in Danger, Cribs for Kids gibi pek çok yardım ve organizasyon kuruluşuyla işbirliği yapmaktadır. Aynı zamanda Amerika’da 1500’den fazla hastanenin yenidoğan bölümünde kullanılmakta ve annelere tavsiye edilmektedir…
]]>Bazen yeni başlangıçların da bir hikayesi oluyor…
Beni tanıyanlar bilir; fazla detaycı ve araştırmacı bir yapım var… Bir şey alacaksam, fiyat-fayda çerçevesinde mümkünse en güzeli, en iyisi olması için ince eleyip sık dokurum. Ama annelik başka bir şey… Anne olunca sanırım herkes biraz daha fazla detaycı oluyor…
2013’te anne oldum…
]]>Bazen yeni başlangıçların da bir hikayesi oluyor…
Beni tanıyanlar bilir; fazla detaycı ve araştırmacı bir yapım var… Bir şey alacaksam, fiyat-fayda çerçevesinde mümkünse en güzeli, en iyisi olması için ince eleyip sık dokurum. Ama annelik başka bir şey… Anne olunca sanırım herkes biraz daha fazla detaycı oluyor…
2013’te anne oldum…
Anne olmak hakkında en ufak bir fikrim yoktu: Öğrenmem içinse az destekçim ve az zamanım vardı… Ada’nın biberonundan bakım kremlerine; telsizinden uyku tulumuna kadar detaylı bir araştırma yaptım. Ürünlerin videolarını izledim; yurtiçi – yurtdışı tüm önemli bebek/anne blog ve alışveriş sitelerini okudum. Türkiye’de olmayan ürünleri bulup getirttim. Biraz abartmış olabilirim ama iyi ve yeterli bir anne olamamaktan korktum… Yine de hamilelik dönemlerinde gidilen annelik ve emzirme seminerlerine hiç gitmedim çünkü o kadar çok okudum ki bir süre sonra bir çok konuda tek başıma seminer verebilecek kıvama geldim.
Ada’ya kullandığım ürünler arkadaşlarım tarafından hep merak edilip soruldu. “O emzikleri nereden aldın?” , ” O ince örtülerden bize de lazım” , “O nasıl bir uyku tulumu?”.
Evet, açık ara en çok aldığım soru Ada’nın uyku tulumuydu…
Uyku tulumu ve kundaklama hamileliğimde üzerine en çok eğildiğim konulardan biriydi. Çünkü SIDS (ani bebek ölümü sendromu) ‘den çok korkuyordum; bu yüzden sebeplerini çok araştırdım.
Biz toplum olarak uyku tulumu kullanmaya çok alışkın değiliz; oysa çoğumuz kundaklanarak büyütüldük… Yani aslıda biz de bir nevi uyku tulumu kullandık. Hepimizin bildiği klasik kundaklamadan neden vazgeçildi biliyor musunuz? Çünkü yanlış kundaklama kalça çıkığına sebep oluyordu ve bacaklarımızın sıkı sıkı sarıldığı kundak şekli kesinlikle yanlıştı…
Öncelikle bebekler neden kundaklanır; neden kundaklanmalıdır?
Çünkü aylar boyunca sıkışık bir alanda yaşamaya alışkın bir bebek sınırlarını bilmediği kocaman bir alana doğar… Ellerini ve kollarını istemsizce hareket ettirerek bu sınırları tanımaya çalışır. Ellerini hareket ettirdiğinde bir yerlere çarpmıyor, dokunmuyor olması onu tedirginleştirir. Hepimiz MORO Refleksi denilen, ilk bir kaç ay devam eden bu refleksle doğarız… Uykuda da devam eden bu refleksle, eğer kundaklanmazsak istemsizce kendimizi uyandırırız ve uzun bir uyku uyuyamayız. Doğru kundaklanmış şanslı bebeklerdenseniz, ellerinizin sarılmış olması sizi sakinleştirir, rahat ve uzun bir uyku uyumanızı sağlar… Doğru kundaklama sadece ellerin sarılmasıdır, bacakların değil… Aksine bacaklar olabildiğince serbest olmalıdır ki kalça çıkığına sebebiyet vermesin…
HALO’yla tanışmam, hamileliğim boyunca takip ettiğim BebekveBen bloğu sayesinde oldu. BebekveBen bloğunun yazarı Tanla, oğlu Can’da kullandığı HALO uyku tulumlarından ne kadar memnun olduğundan bahsediyordu bir yazısında. Araştırdım… İlk çocuğunu SIDS sebebiyle kaybetmiş bir baba tarafından, uykuda bebek ölümlerinin önüne geçebilmek için kurulmuştu HALO. Bebekleri ilk 4 ay sırtüstü, kolları sarılarak yatırmanın SIDS’e engel olduğunu savunuyordu. Aşağı doğru genişleyen bacak açısıyla kalça çıkığına sebep olmuyordu. Amerika’nın en çok satılan uyku tulumu markasıydı. 1250’den fazla hastanenin yenidoğan bölümünde kullanılıp annelere tavsiye ediliyordu. Bütün bebek alışveriş listelerinde vardı. Bu kadar anne yanılıyor olamazdı… İkna oldum ve aldım…
Daha hastanedeyken başladım Ada’yı kundaklamaya… İlk 4,5 ay Ada’yı kundaklayarak uyuttum ve huzurla uyudu. Kundaklandığı için hiç mızmızlanmadı. Koliği azaldı, gece uykuları genelde uzundu. Üzeri açıldı mı, gece üşüdü mü, battaniye yüzüne gelip nefes alışını engelledi mi gibi telaşları hiç yaşamadım. Kollarını kundaktan çıkarmaya başladığında kundaklamayı bıraktım… Ada şimdi 2,5 yaşında ve hala HALO’nun ayaklı uyku tulumları ile uyuyor. Gece aklım onda kalmıyor ve biliyorum ki üşümüyor. Kreşe başlayana kadar çok az hastalık yaşadı ve bunda HALO’nun büyük etkisi olduğunu biliyorum…
İnsan olmanın özelliğindendir; sevdiğimizi koruruz… Bu yüzden HALO’yu Türkiye’ye biz getirelim istedik. Çünkü bir işi “yapmak”la “aşkla yapmak” arasında büyük bir fark var… Ancak güvendiğimiz şeylerin arkasında durabiliriz…
HALO’yu getirip uyku tulumunun faydalarını, doğru kundaklamayı, SIDS gerçeğini, MORO Refleksini, “Back is Best”i anlatalım istedik. Yani aslında uzun ve zor bir yol seçtik…
Ve bunu hayal ettiğimiz gün “mamakido” doğdu…
-Ayşin-
]]>